Yazı İçeriği

Çocuğunuzun büyümesinin tamamlandığını nasıl anlarsınız?

Ergenlik döneminde anne ve babaların en sık yaptıkları hatalar

Gençler ergenlik döneminde yalnız hisseder

Nasıl göründüklerine çok önem verirler

Ergenlik sorunlarıyla nasıl baş edilir?

Anne ve babalar, ergenlik döneminde çocuklarınıza bunları yapmayın

Ergenlik dönemi biyolojik, psikolojik, zihinsel ve sosyal açıdan gelişip olgunlaşma dönemi olarak tanımlanır. Bu dönem kızlarda 11, erkeklerde ise 13 yaşında başlar. Ailenin yetiştirme tarzına, kişinin karakterine göre değişiklik gösterir. Bu dönemde ergen, kimlik oluşturma çabası ile birlikte çeşitli davranışları benimser. Bu davranışlar olumlu ya da olumsuz özellikleri içerebilir. Bu dönemi daha rahat geçirmek için ailelere büyük görev düşer. Onlara anlayışla yaklaşmak bu görevlerin başında gelir.


Çocuğunuzun büyümesinin tamamlandığını nasıl anlarsınız?

Çocuklarda iskelet gelişimini değerlendirmek için uzman kontrolünde boy ölçümü yapılır. Birkaç aylık periyotlarla gerçekleşen iki ölçüm arasında boyda uzama olmaması, büyümenin tamamlandığını bilmenin en kesin yoludur. Buna ek olarak "Risser İşareti" adı verilen, kalça üzerindeki kemik olgunluk belirteci röntgende görülür; bu ölçüm kemik olgunlaşmasının hangi aşamada olduğunu gösterir. Ancak iskelet gelişimiyle ilgili bu göstergeler, her zaman paralellik göstermeyebilir, bu durumda el kemiklerindeki büyüme merkezlerinin değerlendirilmesi tavsiye edilebilir.

Ergenlik döneminde anne ve babaların en sık yaptıkları hatalar

Anne ve babaların en sık yaptığı hatalar:

 Türk aileleri bir şeye söz verdikleri zaman yapıyor. Özellikle de maddi bir şey için söz vermişlerse yapıyorlar. Ancak sıra davranışlarla ilgili bir kısıtlamaya gelince, örneğin o gün yaramazlık yapmışsa, annesi dışarı çıkmamasına yönelik bir ceza vermişse, anne bunu çocuk ağlıyor, mızmızlanıyor diye dayanamayıp uygulamaktan vazgeçiyor. Verilen cezanın uygulanmadığını gören çocuk, benzeri bir durumda yine aynı şekilde tutturup ağlayarak sonuca ulaşıyor.

  • Anne ve baba çocuğa koyacakları sınır ya da verecekleri ceza konusunda birlikte karar veriyor. Ancak çocuğun bu karardan haberi yoksa ve çocuğun düşüncesine göre birdenbire kısıtlamayla karşı karşıya kalıyorsa daha beter tutturuyor. Sonunda anne ve babanın sabrı taşıyor, çocuklarına sert davranıyorlar ya da bir tokat atıp susmasını sağlıyorlar.
  • Çocuk neden kısıtlandığını bilmeyip dayak yiyince, anne ve babasına güveni sarsılıyor.
  • Ailede hem anne hem babanın uyumlu olduğu çok az durum var. Anne ve baba ayrı telden çalınca çocuklar sınırları asla öğrenemiyor.
  • Anneler hekimle ilişkilerde çok açık davranıyor. Daha rahat iletişim kuruyor. Ancak babalar çocuklarını psikiyatri hekimine getirdiklerinde, çocuklarının her isteğini yerine getirmekten ötürü gayet mutlu davranıyor, işbirliğine çok yanaşmıyor.
  • Babaların yaklaşımı daha çok çocuklarının sorunlarının büyüyünce geçeceği yönünde oluyor. Çocuk sonuçta ‘bu yanlıştı yapmayayım’ diyemez. Babalar küçücük çocuklardan bu olgunluğu sergilemelerini bekliyor. Oysa çocuklara davranışları konusunda belli sınırların konulması gerekiyor.

Gençler ergenlik döneminde yalnız hisseder

Ergenlik döneminde genç kendisini yalnız hisseder ve vücudundaki, ruhsal dünyasındaki değişikliklerden korkar. Cinsel anlamda farklılıklar yaşar ve hissettiği bu karmaşayı dile getirmekte zorlanır. Yaşadığı bu hassas döneme ailesini katmakta zorlanır. İçinde bulunduğu her şeyi reddeden bir tutuma girebilir. Bu da onun fiziksel ve ruhsal yapısını bloke edecektir. Bu dönemde birçok aile çocuklarının birdenbire yetişkin olmalarını kolay kabullenemezler. Anne babalar okuldaki ödevlere, arkadaş seçimine, gelecekle ilgili planlara fazla müdahale edebilirler. Gençler için bu dönemde okul, arkadaşlar ve ebeveynler çok önem kazanır. Genç, farklı olma, kendini akıllı bulmama duygusu, kendisinin ve ailenin beklentilerine ayak uyduramama duygularıyla mücadele eder.

Nasıl göründüklerine çok önem verirler

Yetişmekte olan gençler için kendi bedenleri çok önemli bir problem teşkil eder. Nasıl gözüktüklerine inanılmaz derecede önem verirler. Aileler de cinsellikle ilgili kültürleri sınırlı olduğu için gençlere çok fazla yardımcı olamazlar. Türkiye'deki eğitim sisteminin yalnız başarıyı hedeflemesi gencin ruhsal ve bedensel gelişimini ön plana almaması da bütün yükü ailenin omuzlarına yıkar. Birçok genç erken yaşlarda dünya ile tanışır, erken yaşta iş aramaya başlar. Bağımsızlığı için kararlar almak ister. Ancak bağımsız olmak için attıkları adımlar yetişkinler dünyasında gerekli ilgiyi bulamayıp ciddiye alınmaz ya da reddedilip geri çevrilir.

Ergenlik sorunlarıyla nasıl baş edilir?

  • Gençlerin bu dönemde yetişkinler dünyasının hakimiyetini reddettiğini unutmamamız gerekir. Bu yüzden ailelere sorunların aşılması için gençlerin dünyasına inerek onlara eşlik etmeleri ve paylaşımda bulunmaları önerilir. Anneler kızlarıyla, babalar da oğullarıyla sorunları paylaşabilir. Örneğin cinsellikle ilgili yaşanan sorunlarla ilgili kendisinin de ergenlik döneminden geçtiğini, benzer sorunları yaşadığını anlatabilir, kendisini nasıl hissettiğini, hangi sorunları yaşadığını sorabilir, dinleyebilirler. Ama öğretici, dayatmacı bir pozisyonla yaklaşmamaları gerekiyor.
  • Ergenlik döneminde okul, aile ve çocuk üçgeninin ilişkileri iyiyse sorunlar en aza iner. Bu dönemde okullarda da yaş gruplarına yönelik ortak grup faaliyetleri oluşturulmalı. Gençler sorunlarını paylaşmalı, içlerindeki sesi saklı tutarak kendilerini bloke ettiklerini unutmamalılar. Aileler gençlere sıkıntı duydukları konuları anlatacak bir iletişim biçimi oluşturmalı.
  • Gençler dünyasındaki kalıp ve düşünceleri çok ciddiye alırlar. Bu yüzden birçoğu toplumdan ve ailelerinden aldıkları yanlış yönlendirmeler ve mesajlar yüzünden güvensizliğe itilip ergenlik döneminin pozitif yönlerini yaşayamaz, kendini önemsiz görür. “Benim geleceğim ne olacak?” sorusu gençlerin zihnini fazlasıyla tedirgin eder. Bu da onları korkulu, özgüveni olmayan bağımsız davranmayı öğrenemeyen, depresif bir pozisyona sürükler. Bu nedenle bu gibi davranışlardan kaçınmak gerekir.