Yazı İçeriği

Tek delik yetebiliyor

Hasta ameliyat sonrası rahat ediyor

İdeal hastalarda kullanılabiliyor

Akciğer kanserinde fayda sağlıyor

Videotorakoskopi en rahat ve travmasız yöntem

İleri teknoloji; ilaçlar ve uygulanan tedavilerle birlikte cerrahi yöntemleri de değiştiriyor. Akciğerin endoskopik cerrahisinde kullanılan videotorakoskopi yöntemi de bunlardan biri. 90’ların ortalarından itibaren kullanılan bu yöntem, akciğer zarından biyopsi almak gibi basit işlemlerde tercih ediliyordu. 2000’lere gelindiğinde ise akciğer rezeksiyonu denilen akciğer lobları veya tüm akciğerin alınması gibi daha büyük cerrahilerde de kullanılmaya başlandığını belirten Acıbadem Bakırköy, Fulya ve International Hastaneleri Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Erdal Okur, videotorakoskopinin en rahat ve travmasız yöntem olduğunu söylüyor.


Tek delik yetebiliyor

Geçmişte kullanılan torakotomi açık ameliyat yöntemiyle kaburgaların arası metal bir aletle açılıyor ve yaklaşık 25-30 cm’lik kesi yapılıyordu. Kaburgaların açılması esnasında, bu metal alet kaburgaları zorlayarak hasar görmesine neden oluyordu. Bu ameliyatlarda sadece kaburgalar değil, kasların da kesilmesi nedeniyle hastanın hareketleri kısıtlanıyordu. Yaşanan travmalar ise ameliyat sonrası dönemde hastanın ağrılarını arttırıyordu. Ancak videotorakoskopi, eski uygulamayı geride bırakarak yaşam konforunu da beraberinde getiriyor. Kaburgaların arasını açmadan, sadece delikler yardımıyla cerrahi yapılmasına olanak sağlayan bu yöntemin ilk uygulamaları dört delikle yapılıyordu. Şimdi ise tek delik yeterli oluyor. Prof. Dr. Okur, yeni yöntemle kasların kesilmediğinin, kaburgaların arasını açmak için fazladan bir işlem yapılmadığının altını çizerek, “Ameliyat sonrası dönemde ağrılar ve hareket kısıtlamaları daha az oluyor. Geçmişte akciğer kanseri ameliyatından sonra hastalar sekiz-dokuz gün hastanede kalırken, şimdi ortalama dört günde taburcu oluyor” diyor.

Hasta ameliyat sonrası rahat ediyor

Göğüs cerrahisinde ameliyat sonrası dönemde rehabilitasyon büyük önem taşıyor. Akciğerin bir kısmının alınması, kalan organın kapasitesini arttırıp boşluğu doldurmak için de hastaların solunum fizyoterapisi yapması gerekiyor. Ancak solunum egzersizlerini yapabilmek için kişinin ağrısının az olmasının önemine değinen Prof. Dr. Okur, şöyle bilgi veriyor: “Yapılan her egzersiz kaburgaları hareket ettiriyor, bu da ağrıları arttırabiliyor. Ameliyat sonrası dönemde videotorakoskopi ile daha az komplikasyon görülüyor. Çünkü akciğer daha iyi genişliyor ve boşluk problemleri olmuyor.”

İdeal hastalarda kullanılabiliyor

Yapılan çalışmalar, videotorakoskopinin faydalarını çok net gösteriyor. Endoskopik cerrahinin; ameliyat sonrası dönemde hastalara daha az ağrı yaşattığını, hızlı toparlanmalarına ve erken taburcuya yardımcı olduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenler de günümüzde ameliyatların büyük bir bölümünün videotorakoskopi yöntemiyle yapılması yönünde kanıt oluşturuyor. Acıbadem Sağlık Grubu’nda yapılan akciğer ameliyatlarının yüzde 80’inin endoskopik yolla gerçekleştirildiğini belirten Prof. Dr. Okur, “Akciğer kanserinde, kalbe yakın ve kritik yerlerde endoskopik rezeksiyon yapmak uygun olamayabiliyor. Böyle durumlarda açık ameliyat yapmak gerekebiliyor. Kapalı cerrahiyle yapılan ameliyatın, açık cerrahiden daha etkisiz olabileceği bir durum varsa bu şartlarda mutlaka açık cerrahiye geçiliyor. Ameliyatın kanser cerrahisi prensiplerine uyulması bakımından iki yöntem arasında bir fark olmaması gerekiyor. Fark olabilecek gibi bir durum varsa açık ameliyata geçmekte tereddüt edilmemesi ise önem taşıyor. Çünkü hastaların doğru ve iyi tedavi edilmesi gerekiyor” diyor.

Akciğer kanserinde fayda sağlıyor

Videotorakoskopiden akciğer kanserinin tedavisinde de faydalanılıyor. Söz konusu hasta grubunun büyük kısmı uzun süre sigara içtiğinden akciğerlerinde amfizem ve kronik bronşite de rastlanıyor. Bu da solunum kapasitelerini sınırlıyor. Prof. Dr. Okur, hastalara akciğer rezeksiyonu yapmadan önce solunum kapasitelerinin kontrol edildiğinin altını çizerek, şu bilgileri veriyor: “Öncelikle hastanın solunum kapasitesinin, akciğerin bir kısmının alınabilecek seviyede olması gerekiyor. Bu hastalara büyük bir torakotomi yapıp, kaslarını keserek kaburgalarına hasar verildiğinde ameliyat sonrası dönem çok daha kötü geçiyor. Dolayısıyla solunumu kısıtlı hastalarda geçmişte torakotomi ameliyatı yapılamıyordu. Şimdi videotorakoskopi yöntemiyle ameliyat sonrası dönem az travmalı geçtiğinden, solunumu daha kısıtlı olan hastalarda bile bu yöntem uygulanabiliyor. Çünkü hastaların ameliyat sonrası komplikasyonları daha az oluyor.”