Yazı İçeriği

1. Ayak kemiği sizin de mi kabusunuz?

2. ‘Topuğunuza bir şey batıyor’ hissi varsa...

3. Düztabanlık bu şikayetlere yol açar

Ayak sağlığını yoran nedenler

Vücudumuzun tüm yükü ayaklarımızın üzerinde. Biz ise sadece acı duyduğumuzda onları düşünürüz. Gün içinde koşuştururken, saatlerce üzerinde dururken kıymetini bilmediğimiz ayaklarımıza ne kadar iyi bakıyoruz? Çoğu kişi için hiç denebilir. Çünkü yanlış ayakkabı seçimi, yüksek topuklu ayaklar, fazla kilo gibi nedenlerle ayak sağlığımız her zaman tehdit altında. Bazense sadece fizyolojik yapıdan (düztabanlık) ötürü sağlık sorunlarıyla karşılaşırız. Çocukluktan yetişkinliğe en çok rastlanan 3 ayak sağlığı sorunu…


1. Ayak kemiği sizin de mi kabusunuz?

Ayak başparmağı içeriye doğru hareket ettiğinde tarak kemiğinin dışarıya dönmesiyle oluşan başparmak çıkıntısı Latince adıyla halluks valgus, kimilerinde görünüşü nedeniyle kimilerinde ise ağrılı oluşuyla rahatsızlık verebilir. Özellikle ayağı sıkan, ayağa uyum sağlamayan, dar ve sivri burunlu ayakkabılar giymek bu soruna yol açar. Bu tür ayakkabıları en çok kadınlar tercih ettiği için, başparmak çıkıntısının kadınlarda görülme sıklığı erkeklere oranla 9 kat fazla. Başparmak çıkıntısı herkeste ağrıya neden olmaz. Ağrısız çıkıntılarda da ameliyata gerek duyulmaz. Ameliyatın yalnızca ağrılı başparmaklara uygulanması gerekir. Bu rahatsızlıktan muzdarip kişilerin çoğunda uygun ayakkabı kullanımı ile ağrıların önüne geçilebilir. Başparmak çıkıntısının cerrahi tedavisinde ameliyat sonrası konforu artırmak için ciddi değişiklikler olabilir. Eskiden olduğu gibi ameliyat sonrası uzun dinlenme dönemi, alçı, ameliyat sonrası ağrıları yaşanmaz. Kişi ameliyatın ardından özel ayakkabıları ile hemen yere basabilir ve yaklaşık bir aya kadar işe dönebilir.

2. ‘Topuğunuza bir şey batıyor’ hissi varsa...

Halk arasında ‘topuk dikeni’ olarak adlandırılan topuk ağrısı, bir süre hareketsizken ayağa yeniden kalkıldığında daha yoğun bir şekilde hissedilir. Kişinin şikayetleri, sabah yataktan kalktığında ya da uzun süreli oturduktan sonra ayağa kalktığında artış gösterir. ‘Topuğunuza bir şey batıyor hissi’ yaratan ağrılar, yürüdükçe hafifler gibi olsa da, uzunca yürümek ya da ayakta kalmak ağrının yeniden artmasına neden olur. Aşırı egzersiz, düztabanlık, obezite, yüksek topuklu ayakkabı giymek gibi birçok durum topuk ağrısına zemin hazırlayabilir. Bu rahatsızlık kadın nüfusunun yüzde 30’unu erkeklerin ise yüzde 10’unu etkiler. Tedavide ayağa binen yükün dengelenmesi için kişiye özel tabanlıklar kullanılması önerilir. Bununla birlikte kişiler fizik tedaviye başlatılarak, ayak altında kısalmış olan adalenin uzamasına yönelik çalışmalar yapılabilir. Ağrılar geçmemekte direniyorsa, gece ateli kullanılabilir. Dışarıdan ses dalgası uygulamaları, enjeksiyonlar gibi alternatif tedaviler de uygulanabilir. En son çare olarak cerrahiden de faydalanılabilir.

3. Düztabanlık bu şikayetlere yol açar

Ayağın anatomik yapısı gereği kavis şeklindeki ayak tabanımız, adım atmamızı sağlayan yatay yaylanmadaki en önemli yapılardan biri. Bu yaylanmayı destekleyen kas ve tendonun çalışmaması sonucu da ‘düztabanlık’ meydana gelir. Kimilerinde herhangi bir rahatsızlık vermeyen düztabanlık kimilerindeyse; içe basma, bacak ağrıları, erken yorulma gibi şikayetlere yol açabilir. Ailelerin en çok endişelendiği konuların da ilk sıralarında gelen düztabanlık, çocuklarda en çok içe basmaya neden olur. Ailelerin yoğun endişe duymalarının temelinde, yetişkinlikte ortaya çıkabilecek sorunlar ve estetik kaygılardır.

İçe basma nedenleri

İçe basma iki ana problemden kaynaklanabilir. Bazı çocuklarda kalça kemiği üst bölgesi ile kalça başı arasında mevcut olması gereken açılanmanın gelişiminde sorun tespit edilebilir. Yaşla beraber bu açı kendiliğinden normale döneceğinden herhangi bir tedavi gerektirmez. Düztabanlığa bağlı içe basma problemi ise, çocuklarda genellikle erken yorulma, bacak ve diz ağrısı, koşma esnasında dengesizlik, zıplamada zorlanma gibi şikayetlere yol açar. Tabanlık kullanıldığında şikayetler geçebilir. Tabanlıklar, denge sorunu yaşayan ve ağrı problemi olan çocuklarda şikayetleri ortadan kaldırmaya yönelik faydalıdır. Ancak düztabanlık devam eder. İçe basan çocukların ayakları, 8 yaşına kadar herhangi bir tedaviye (alçı, cihaz, operasyon gibi) gereksinim olmadan kendi halinde düzelebilir.