Yazı İçeriği

Diş eti hastalıklarının belirtileri

Diş eti hastalıklarının nedenleri

Kemik erimesi varsa…

Ne kadar sürede iyileşme sağlanıyor?

Diş eti hastalıkların tedavisi

Dişler; diş eti, çene kemikleri ve dişin çene kemiğine tutunmasını sağlayan periodontal lifler tarafından destekleniyor. Bu destek dokulardan sadece diş eti iltihaplanmasına gingivitis denir. Hastalık ilerleyerek diğer dokuları da etkiler ve kemik erimesi meydana gelirse periodontitis (halk arasında piyore olarak bilinir) adını alır. Yani diş eti hastalıkları ikiye ayrılıyor.


Diş eti hastalıklarının belirtileri

Diş eti hastalıkları genellikle zor fark ediliyor. Sağlıklı bir diş eti; soluk pembe renkli, mat, yüzeyi portakal kabuğu gibi girintili çıkıntılı ve sert kıvamlıdır. Diş eti hastalığı söz konusu ise şu belirtiler ortaya çıkıyor:

  • Diş eti kanaması (fırçalarken, sert bir şey yerken veya kendiliğinden)
  • Diş etinde renk ve yüzey özellikleri değişimi (kırmızı, parlak ve düz yüzey)
  • Diş taşı oluşumu
  • Diş eti büyümesi
  • Diş eti çekilmesi, dişlerin uzaması
  • Dişlerin yer değiştirmesi ve aralanması
  • Dişlerin sallanması
  • Ağızda kötü bir tat ve kötü koku

Diş eti hastalıklarının nedenleri

Diş eti hastalıklarının en önemli sebebi; ağzın temizlenmemesinden dolayı dişlerin yüzeyinde ve diş-diş eti birleşiminde milyonlarca mikroptan oluşan ve “mikrobiyal dental plak” adı verilen birikintilerdir. Bu tabaka içindeki mikroplar zararlı maddeler üreterek periodontal hastalığa neden oluyor. Plak yumuşak olması nedeniyle, diş fırçası ve diş ipi ile kolayca temizleniyor. Temizlenmediği takdirde kireçlenerek diş taşını oluşturuyor. Diş taşının pürüzlü yüzeyi daha fazla ve daha hızlı plak birikimine yol açıyor. Yine yumuşak ve yapışkan gıdalar plak oluşumunu arttırıyor. Genel sağlık problemi yaşanması, bağışıklık sisteminin zayıf olması, beslenme yetersizliği, ergenlik ve hamilelikteki hormonal değişiklikler, plak varlığında hastalığın oluşumunu kolaylaştırıyor. Kalıtsal faktörler de kişilerin bu hastalıklara daha yatkın olmasına yol açabiliyor.

Tedaviye ne kadar erken başlanırsa o kadar başarılı sonuç elde ediliyor. Hastalık oluşumundaki birincil sebep plak olduğu için plağın temizlenmesi yani kişinin kendi yaptığı ağız bakımı tedavisinin temelini oluşturuyor. Tedavi ile elde edilen sağlığın devamı da ağız bakımına bağlıdır. Bunun için dişler ve diş etleri sabah kahvaltıdan sonra ve gece yatmadan önce fırçalanmalı, dişlerin ara yüz temizliğinde diş ipi ve ara yüz fırçası kullanılmalıdır.

Ağız içi muayene ve bütün dişlerden alınan radyografilerle hastalığın derecesi tespit ediliyor ve tedavi planlanıyor.

Tedavinin ilk aşaması ağız bakımı ve dişler üzerinden plak, diş taşı ve lekeleri uzaklaştırmak için diş yüzeylerinin temizlenmesidir. Bu işlemler 2-3 seansta yapılıyor. Hastalığın ilerlediği vakalarda periodontal operasyonlar tedavinin ikinci aşamasını oluşturuyor.

Kemik erimesi varsa…

Hastalık ilerlemişse cerrahi işlem gerektiriyor. İltihaplı ve büyümüş diş etleri ağız bakımı işlemlerini zorlaştırıyor. Bunların yanı sıra kemik erimesi de yaşanıyorsa periodontal tedavi çoğunlukla lokal anestezi altında yapılan yapılıyor ve bu işleme periodontal operasyon deniyor. Hastalık sadece diş etlerinde ise başlangıç tedavisine rağmen iltihap veya büyüme varsa, bu diş eti kesilerek uzaklaştırılıyor ve yara yüzeyi bir hafta süreyle pat ile korunuyor. Kemik erimesi varsa, diş eti kaldırılıyor, iltihaplı dokular temizleniyor, kemik düzeltiliyor, diş eti kemiği örtecek biçimde yerleştiriliyor ve dikiş atılıyor. Bir hafta sonra da dikişler alınıyor.

Ne kadar sürede iyileşme sağlanıyor?

Diş eti hastalıklarında gingivitis tamamen tedavi edilirken periodontitiste kaybedilen dokuların genellikle tam olarak eski haline dönmesi sağlanamıyor. Diş eti hastalığı bulunduğu aşamada tedavi edilerek dokular iyileştiriliyor. Uygun şartlar sağlanıyorsa kemik yapımını uyaran maddeler yerleştirilerek yeniden kemik oluşturulabiliyor. Böylece kişiler, sağlıklı bir ağza sahip kişiler gibi ağız temizliğini de kolaylıkla yapabiliyor. Bu tedavi diş eti hastalığının şiddetine göre 3 hafta ile 6 ay arasında sürebiliyor. Tedaviden sonra düzenli olarak 3–6 ay aralarla kontrole gitmek gerekiyor.