Yazı İçeriği

Güneş kremini plajda sürmeyin

Güneş kreminizi cilt tipinize göre seçin

Evde de krem sürün

Gölgede de korunun

Kreminizi 2 saatte bir yenileyin

Dudaklarınızı unutmayın

Saçsızsanız…

Yüzünüze ayrı özen gösterin

Kremlerin de ömrü var

‘Bronzlaştım, artık kreme gerek yok’ demeyin

Son bir not: Şapkanız ve gözlüğünüz eksik olmasın

Güneş, hata affetmez!

Yazın cilt sağlığınıza ayrı bir özen göstermelisiniz. Cilt yaşlanması, lekeler ve cilt kanseri gibi pek çok hastalık maalesef yazın yapılan hatalardan kaynaklanabiliyor. Deniz, havuz, kum, güneş derken cildinizin dengesi bozulabiliyor. Güneşin zararlı ultraviyole ışınlarından korunarak güneşten doğru bir şekilde yararlanmak önemli. Peki ama güneşten korunurken hangi hataları yapıyoruz? İşte bu hatalar...


Güneş kremini plajda sürmeyin

Güneşten korunmak isterken en sık yapılan hatalardan biri; güneş kreminin plajda sürülmesi. Çünkü kremin cilt tarafından emilip koruyucu özelliğinin başlamasına kadar ortalama 30 dakikaya ihtiyaç duyuluyor. Bu nedenle en ideali kremi dışarı çıkmadan 20-30 dakika önce, mümkünse ayna karşısında ve giyinmeden önce sürmeniz. Koruyucu kremi yeterli miktarda sürmeye de özen gösterin. Sprey tarzındaki ürünleri uygulama sırasında solumayın, yüz ve vücut için krem veya losyon formunu tercih edin.

Güneş kreminizi cilt tipinize göre seçin

Güneşten koruyucu ürünler; fiziksel, kimyasal ve ikisini de içerenler olmak üzere üç tipe ayrılıyor. Fiziksel koruyucular ciltte bariyer oluşturuyorlar. Yoğun güneşte kalmak zorunda kalındığında, alerjik veya hassas ciltlerde, çocuklarda ve hamilelerde tercih ediliyor. Aknesi olan kişilerin su bazlı güneş koruyucu ürünleri kullanmaları gerekiyor, yağlı ürünler gözenekleri tıkayıp, yeni sivilcelerin oluşmasına zemin hazırlayabiliyor. Kuru cildi olanların ise cilde aynı zamanda nem sağlaması için krem formunu tercih etmelerinde fayda var. Lekelenmeleri olanlar da yoğun kapatma özelliği olan ve ten rengindeki SPF 50 fondöten tarzı dermo kozmetik özel ürünleri seçebilirler. Deniz ve havuzda uzun süre vakit geçirenler, açık havada spor yapanlar ve terlemeye meyilli kişiler suya dayanıklı (waterproof) özelliği olan koruyucu kullanmalılar. Çünkü bu ürünler suda kalındığında veya ıslanıldığında koruyucu etkilerini 40-80 dakika sürdürebiliyorlar. SPF 30 içeren bir koruma ürünü ışınların yüzde 97’sini bloke ederken, SPF 50 yüzde 98’ini engelliyor. Bu nedenle 50 faktör üzerindeki güneş koruyucuları seçmek şart değil, çünkü koruma süresini uzatmıyor.

Evde de krem sürün

Güneş ışınlarının ultraviyole A dalgaları pencere ve perdeler ile araba camından geçiyor. Bu nedenle cildin yaşlanmasıyla ilgili cilt kanseri gelişimi açısından iç ortamlarda da etkileniyoruz. İç ortamlarda SPF’si 15 olan bir ürün yeterli olabiliyor. Ancak ürünün UVA korumasının da olduğuna dikkat edin. Evde terlenmeyeceği, suya girilmeyeceği için farklı teknolojiyle geliştirilmiş olan ve 8 saat gibi uzun süre koruyan ürünler de kullanılabilir.

Gölgede de korunun

Şemsiye altında olsak da ışınlar plajda kumlardan, ayrıca deniz ve havuz kenarında da sudan yansıyarak bize ulaşıyor ve ışınların yüzde 34’üne maruz kalıyoruz. Kapalı havalarda güneşi görmüyor olsak da zararlı UV ışınlarının yüzde 80’i bulutlardan süzülüyor ve cildimizi etkiliyor.

Kreminizi 2 saatte bir yenileyin

Sabah sürülen bir güneş koruyucunun, gün boyu etkisinin devam ettiğini düşünmek yapılan en sık hatalardan biri. Oysa güneş koruyucuları ultraviyole ışınlarının yoğun olduğu dönemlerde 10-16 saatleri arasında 2 saatte bir uygulamak gerekiyor. Ayrıca havuza veya denize girildiğinde bu süreci beklemeyip, uygulamayı yenilemek şart.

Dudaklarınızı unutmayın

Sanılanın aksine vücudumuzdaki diğer bölgeler gibi dudak ve göz çevresi de ultraviyole ışınlardan etkileniyor. Dudakta, derimizdeki gibi koyulaşarak kendini koruma özelliği de olmuyor ve sürülen kremler SPF’li dudak kremi değilse çok çabuk etkisini yitiriyor. Dudak bölgesi daha korunmasız olduğu için ürünlerin deriye göre daha sık tekrarlanması gerekiyor. Göz çevresi ise oldukça hassas bir doku olduğu için bu alan özel stick tarzı ürünlerle korunmayı gerektiriyor. Aksi takdirde krem buharlaşarak etkisini yitirebiliyor veya terle birlikte gözde yanma ile yaşarma ya da göz çevresinde ciltte kuruma ve hassasiyet oluşturabiliyor.

Saçsızsanız…

Güneşten koruyucu uygulamasında ayaklar, kol altları, ense ile kulaklar ihmal edilebiliyor. Oysa bu alanlara da güneş koruyucu sürülmesi gerekiyor. Saçlar dökülmüşse sprey tarzında şeffaf bir güneş koruyucu kullanmak uygun olacaktır. Bu ürünler rahatsız edici bir krem tabakası oluşturmayıp, yağlanma da yapmıyorlar. Lekelenme ve kırışıklara karşı ellere de ara ara güneş koruyucu sürmeyi ihmal etmemek gerekiyor.

Yüzünüze ayrı özen gösterin

Yüz için kullanılan güneş koruyucu ürünler irritasyon yapmayan tarzda formüle edilirler. Yağ oranı akneye neden olmayacak düzeyde oluyor. Akne veya alerjiye yatkın bir cildiniz varsa, vücut ürünlerini yüzünüze kullanmamanız gerekiyor. Çünkü alkol içeren sprey tarzı koruyucular yüz derisini kurutuyor ve egzamaya veya tahrişe neden olabiliyor. Bu yüzden cildiniz kuru ise krem, yağlı ciltler ise losyon tarzında ve su bazlı güneş koruyucuları tercih etmelisiniz.

Kremlerin de ömrü var

Güneş koruyucu ürünleri paketi açmamışsanız 3 yıl içinde tüketilmelisiniz. Uygun koşullarda sakladığınız krem veya losyonları açtıysanız en geç bir sonraki yıl tüketmeniz gerekiyor. Ayrıca ısıyla etkileri azalacağı için ürünleri arabada veya güneş altındaki plaj çantasında tutmayın.

‘Bronzlaştım, artık kreme gerek yok’ demeyin

Güneş altında yapılan hatalardan biri de bronzlaşınca ürünü bırakmak… Bir başka önemli hata da koyu tenlilerin krem sürmemesi. Koyu tenli kişilerde cilt kanseri daha seyrek görülse de yine de koruyucu ürünleri kullanmalı ve riske girmemelisiniz. Çünkü bronzlaşma veya koyu ten güneş yanığını önlemeyeceği gibi, kronik olarak ışınların etkileri cildi yıpratıyor ve yaşlanma sürecini hızlandırıyor.

Son bir not: Şapkanız ve gözlüğünüz eksik olmasın

Cilt yaşlanması ve cilt kanserinde; tüm yıl ve gündüz saatlerinde sürekli maruz kaldığımız ve ciltte daha derine nüfuz eden ultraviyole A ışınının payı daha çok oluyor. Ultraviyole B ışını ise cildi yaz döneminde ve özelikle de 10.00- 16.00 saatleri arasında etkiliyor. Güneş koruyuculardaki SPF oranı ultraviyole B koruyuculuğunu gösteriyor, bu nedenle kremin üzerinde ayrıca UVA koruyuculuğu da var mı kontrol etmeniz gerekiyor. Hiçbir güneş koruyucu ultraviyole ışınların tüm dalga boylarını bloke ederek yüzde yüz koruma sağlamıyor. Bu nedenle güneşli günlerde koruyucu giysiler, şapka ve gözlük, pencere koruyucuları gibi ek önlemler almamız da çok önemli.