Yazı İçeriği

Çocuğunuzun karnesi sizin de karneniz

Onu dinleyin

Yol gösterici olun

Pozitif olun, abartılı söylemlerden kaçının

Ödüllendirin ama...

Karne döneminde çocuğunuza yalnız olmadığını hissettirin

Her sömestr döneminde aynı tatlı heyecan yaşanır… Hem çocuklar hem de aileleri nasıl bir karne geleceğini merakla bekler. Karneyi görünce duygularınız ne olursa olsun her durumda çocuğunuza doğru yaklaşmanız, eğitim hayatının devamı için son derece önemli. Peki karneye ne kadar anlam yüklenmeli? 

Öncelikle karneyi çocuğunuzla birlikte değerlendirin. İyi bir karne almışsa bunun anlamı ve değerini kavramasına yönelik kendisiyle konuşun. Kötü bir karne almışsa da nerede hata yaptığını, bu hataları düzeltme konusunda yalnız olmadığını ve ailesinin hep yanında olduğunu hissettirin.


Çocuğunuzun karnesi sizin de karneniz

Karne bir sürecin son basamağı ve sonuçlardan ailenin de kendini sorgulaması gerekiyor. Karne ile gelen sonucun ne kadarının çocuğu yansıttığı, ne kadarının aile içi ilişkilerle ilgili olduğunu saptamak önem taşıyor. Bu nedenle çocuğun başarı ya da başarısızlığında mutlaka ailenin de payı olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Üzerinize düşen sorumluluklar konusunda tekrar düşünmeye çalışın.

Onu dinleyin

Başarısızlık durumunda ebeveynlerin en sık yaptığı hata, öfkeyi kontrol edememe ve çocuğu dinlemeyi reddetme oluyor. Aslında başarısız olması için sayısız neden sunabilen çocuk, bu sonuçtan ebeveynini bile suçlayabiliyor. Bu nedenle konu ne olursa olsun önce mutlaka çocuğu dinleyin. Yılın kısa bir özetini size anlatmasını isteyin. Hangi deneyimleri kazandığını, mutlu olduğu, hayal kırıklığı yaşadığı, eğlendiği, üzüldüğü şeyleri hatırlamasını sağlayın. Farkındalık kazanmasına yardımcı olun ve sonucun değil sürecin önemini anlamasına destek olun. Durum değerlendirmesi yaptıktan sonra mevcut hatalar ve sorunları birlikte belirleyip, çözüm önerileri getirip yıl içinde yapabileceklerini birlikte planlayın.

Yol gösterici olun

Küçük yaşlarda alınan ilk karneler daha çok oyun ve motivasyon amaçlı iken, ortaokul ve lise gibi bir sonraki basamakta daha değerli hale geliyor. Çünkü ileriki sınıflarda notlara verilen önem ailenin ve okulun tutumuna göre artıyor. Dolayısıyla ebeveynlerin karneleri değerlendirirken sergilediği tutum ve davranışlarda çocuklarının yaşını dikkate almaları gerekiyor. Küçük çocuklarda şefkatli ve destekleyici, yol gösterici bir tutum sergilemek önem taşıyor. Ancak, daha büyük çocuklarda ve gençlerde çözüm önerisini onlara bırakmak daha doğru bulunuyor.

Pozitif olun, abartılı söylemlerden kaçının

Başarılı çocuk, bütün bir yıl boyunca emeğinin karşılığını alabilecek olmanın heyecanı içerisindedir. Sadece karnesindeki takdir yeterli olmayabiliyor, ebeveynlerinden de hak ettiği takdiri görmek istiyor. Bu nedenle ona başarı öyküsünü özetlemek ve yaşadığı hayal kırıklıklarını nasıl aştığını hatırlatmak önemli. ‘Zaten bu senin görevin’ gibi sert cümleler yerine, ‘bir öğrenci olarak üzerine düşen görevleri çok güzel bir şekilde yerine getirdin, tebrik ediyorum, bu bizi de çok mutlu ediyor’ demek daha pozitif bir yaklaşım olabilir. ‘Zaten sen dünyanın en zeki, en akıllı, en başarılı çocuğusun, başka türlü bir karne beklenemezdi’ gibi realiteden uzak, abartılı ve beklenti düzeyi çok yüksek söylemlerden de kaçının.

Ödüllendirin ama...

Peki çocuklarımız başarılı olduklarında hiç ödüllendirmeyecek miyiz? Çocuğunuzla gurur duyduğunuzu mutlaka belirtin. Maddi ödüllerden çok birlikte zaman paylaşmak, tatil yapmak gibi manevi ödüllere yönelmeye çalışın. Fakat uzun süredir hevesle beklediği hediyeler de yaşına uygun olmak suretiyle verilebilir. Bu sayede, beklemeyi, başarmanın verdiği keyifle hak etmeyi öğrenir ve kazandığı ödülün kıymetini daha iyi anlar. Büyük ve aşırıya kaçan ödüller beklentilerini her seferinde daha da arttırarak memnuniyetsiz olmasına neden olabilir. Bu durumda ders çalışmamak için büyük ödülden vazgeçmek seçenek haline getirebilir.