Daha iyi bir deneyim için konum izni vermelisiniz.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?
İçindekiler

Soğuk Algınlığı Nedir?

Soğuk algınlığı, nezle ya da bir diğer adıyla nazofarenjit, üst solunum yollarınızda (burun ve boğazınızda) meydana gelen viral bir enfeksiyondur. Yılın her mevsiminde görülebilen ve bütün dünyada yaygın olan bir hastalık türüdür.  Enfeksiyon süreci büyük rahatsızlık verse dahi, genellikle zararsızdır. Soğuk algınlığı birçok farklı virüs türünden kaynaklanabilir.

Genellikle mevsim geçişlerinde, ani sıcaklık değişimleri gündemde olduğu vakitlerde etkin olur. 200’den fazla nezleye sebep olan virüs mevcuttur. Bunlardan başlıcaları; Rinovirüsler, Koronavirüsler, Adenovirüsler ve RSV (Respiratuar Sinsitiyal Virüs)’dir. En yaygın olanı ise Rinovirüslerdir.

Soğuk algınlığı, insanlar arasında görülen en yaygın bulaşıcı hastalık türüdür. Hapşırık ve öksürük atakları ile havaya yayılmış olan virüsleri başka insanlar soluduğunda onlara da geçmiş olur. Virüs alındıktan 2-3 saat sonra, kırıklık, burun akıntısı, hafif ateş, öksürük, gözlerde kızarma ve yaşarma gibi semptomlarla kendini belli eder ve 7-10 günde kendiliğinden geçer. 

Solunum yoluyla alınan virüsler, burun mukozasına yerleşir ve burnun tıkanmasına sebebiyet verir. Vücutta bu hapşırma, burun akıntısı vasıtasıyla bu virüslerden kurtulmaya çalışır. Belirtilerin nedeni, virüsün üst solunum yollarındaki dokulara zarar vermesi değil, bağışıklık sisteminin enfeksiyona verdiği reaksiyondur.

Normal şartlarda 7-10 günlük süre zarfında kendiliğinden geçen nezle; sinüzit, orta kulak iltihabı veya pnömokok gibi hastalıklara sebebiyet verirse iyileşme süresi uzayacaktır. Ayrıca sigara kullanan kişilerde belirtiler daha uzun süre seyredebilmektedir.

Soğuk algınlığı (nezle) çoğunlukla grip ile karıştırılır. Ancak, nezle gribe göre çok daha hafif atlatılan bir rahatsızlıktır. Gripte burun akıntısı şikayeti olmazken, nezlede ana şikayet burun akıntısıdır.

Soğuk Algınlığı Kimlerde Görülür?

Soğuk algınlığı riski en yüksek 6 yaşından küçük çocuklar arasında görülür. Bununla birlikte sağlıklı yetişkinler de yılda iki veya üç defa soğuk algınlığına yakalanabilir. Birçok vakada bireyler bir hafta veya 10 gün içinde soğuk algınlığından kurtulur. Sigara içen bireylerde ise belirti ve semptomlar daha uzun süre devam edebilir. Bir hafta veya on gün içerisinde belirti ve semptomların düzelmemesi durumunda birey doktora başvurmalıdır.

Bir çocuk, yılda 6 ila 10 kere bu hastalıktan muzdarip olabilir ve çocuklarda yetişkinlere oranla daha uzun süre seyredebilir. Bebeklerde ise ilk 6 ay anneden geçen antikorlar nezleye karşı vücudu korur. 

Soğuk Algınlığı Nasıl Bulaşır?

Soğuk algınlığı, havadaki virüs taşıyan damlacıkların solunması, yutulması ya da enfeksiyon içeren nesnelere temas edilmesiyle bulaşabilir. Virüsler etrafta uzun bir süre boyunca yaşayabilirler. Daha sonra siz elinizle virüslü yüzeylere temas edip yüzünüze, gözünüze, burnunuza elinizi sürdüğünüzde size de bulaşır. 

Hastalığın yakın temastaki kişilere bulaşma ihtimali yüksektir. Düşük bağışıklık sistemine sahip bireyler, hijyenin çok iyi olmadığı yerlerde bu virüse maruz kalıp, çevresine de bulaşmasına ön ayak olabilirler.

Hijyeni daima ön planda tutmak, soğuk algınlığı geçiren insanlarla yakın temastan kaçınmak, sigara içilen ortamlardan uzak durmak, bağışıklık sistemini güçlendirmeye yönelik beslenme düzeni, spor planı şekillendirmek, havasız ve kalabalık ortamlarda bulunmaktan kaçınarak virüslerin bulaşmasını önleme yoluna gidebilirsiniz.

Soğuk Algınlığı Neden Olur?

Soğuk algınlığına neden olabilen birçok virüs türü vardır. Ancak bunlar arasında en yaygın olanı rinovirüs adı verilen türdür. Soğuk algınlığına neden olan virüsler insan vücuduna ağızdan, gözden veya burundan girer.

Virüs, hasta olan biri öksürdüğünde, hapşırdığında veya konuştuğunda havadaki damlacıklar yoluyla yayılır.

Buna ek olarak soğuk algınlığı olan biriyle el ele temas yoluyla ya da mutfak eşyaları, havlular, oyuncaklar veya telefonlar gibi kontamine nesnelerin paylaşılmasıyla da yayılır. Bu tür bir temastan sonra veya hasta birisine maruz kaldıktan sonra göz, burun veya ağız bölgesine ellerini yıkamadan dokunan bireyler muhtemelen virüsü kapacaktır.

Belirli faktörler bireyin üşütme, yani soğuk algınlığına yakalanma şansını artırabilir. Öncelikle 6 yaşından küçük çocuklar, özellikle çocuk bakım merkezlerinde vakit geçirirlerse, en yüksek soğuk algınlığı riski altındadırlar.

Kronik bir hastalığa sahip olan veya başka şekilde zayıflamış bağışıklık sistemi olan bireylerin soğuk algınlığı riski daha yüksektir. Hem çocuklar hem de yetişkinler mevsimlere göre sonbaharda ve kışın soğuk algınlığına daha duyarlıdır.

Ancak soğuk algınlığı her mevsimde gerçekleşebilir. Sigara dumanına maruz kalan bireylerde nezle olma ve üşüttükten sonra daha şiddetli soğuk algınlığı belirtileri yaşama olasılığı daha yüksektir. Buna ek olarak herkes çok sayıda insanın küçük bir alanda toplandığı alışveriş merkezi, dini yapılar, okul veya uçak yerlerde soğuk algınlığına daha yüksek ihtimalle maruz kalabilir. 

Soğuk Algınlığı İle Ortaya Çıkabilecek Komplikasyonlar Nelerdir?

Soğuk algınlığı farklı komplikasyonlara neden olabilir. Örneğin akut kulak enfeksiyonu yani otitis media bakteri veya virüsler kulak zarının arkasındaki boşluğa girdiğinde ortaya çıkar. Bu durumun tipik belirti ve semptomları arasında kulak ağrıları, ve bazı vakalarda burundan yeşil veya sarı bir akıntı ile soğuk algınlığı sonrasında ateşin tekrar geri gelmesi yer alır.

Soğuk algınlığı, astım krizini de tetikleyebilir. Yetişkinlerde veya çocuklarda, uzun süreli devam eden bir soğuk algınlığı sinüslerin iltihaplanmasına ve enfeksiyonuna yani akut sinüzite yol açabilir.

Bireylerde soğuk algınlığının yanı sıra strep boğaz yani streptokokal farenjit, pnömoni, krup veya bronşiolit gibi diğer ikincil enfeksiyonlar ortaya çıkabilir. Soğuk algınlığının aksine bu enfeksiyonların bir doktor tarafından tedavi edilmesi gerekir.

Soğuk Algınlığı Nasıl Önlenir?

Soğuk algınlığı için tamamen önleyici bir aşı yoktur, ancak soğuk algınlığı virüslerinin yayılmasını yavaşlatmak için çeşitli sağduyu önlemlerini almak mümkündür. Bu önlemler çoğunlukla iyi hijyen kurallarını içerir. Bireyler ellerini sık sık yıkamalıdır. Elleri yıkarken iyice sabun ve suyla temizlemelidir. Çocuklara el yıkamanın önemi öğretilmelidir. Sabun ve suya ulaşılamayan durumlarda mümkünse alkol bazlı bir el dezenfektanı kullanılmalıdır.

Kullanılan eşyalar dezenfekte edilmelidir. Özellikle aile bireylerinden biri üşüttüğünde mutfak ve banyo tezgahları dezenfektanla temizlenmelidir. Çocukların oyuncakları periyodik olarak yıkanmalıdır.

Kağıt mendil kullanılmalı ve bunlara doğru hapşırmaya ya da öksürmeye dikkat edilmelidir. Kullanılmış mendiller hemen çöpe atılmalı ve ardından eller dikkatlice yıkanmalıdır. Özellikle çocuklara mendilleri olmadığında dirseğin iç kıvrımına hapşırmayı veya öksürmeyi öğretmek önemlidir. Bu sayede çocuklar ellerini kullanmadan ağızlarını kapatabilir ve virüslerin yayılmasını yavaşlatabilirler.

Bireyler diğer aile üyeleriyle ya da başka kişilerle bardaklar gibi mutfak eşyalarını paylaşmaktan kaçınmalıdır. Bunun yerine çevrede hasta birisi varken veya bireyin kendisi hastayken ya kendi bardağı kullanılmalı ya da tek kullanımlık bardaklardan faydalanılmalıdır. Soğuk algınlığı olan bireyin adı kullandığı fincan veya bardağa işaretlenmelidir.

Soğuk algınlığı olan kişilerle yakın temastan kaçınmalı, uzak durulmalıdır. Çocuklar için gidecekleri bakım merkezleri dikkatlice seçilmelidir. Bu merkezlerde iyi hijyen uygulamaları olmasına dikkat edilmeli ve hasta çocukları evde tutmakla ilgili net politikalar aranmalıdır.

Bireyler kendilerine iyi bakmalıdır. İyi beslenmek, egzersiz yapmak, yeterince uyumak ve stresi yönetmek bireyin soğuk algınlığından uzak durmasına veya hafif geçirmesine yardımcı olabilir.

Soğuk Algınlığı Belirtileri Nelerdir?

Soğuk algınlığının semptomları genellikle enfeksiyona neden olan bir virüse maruz kaldıktan bir ila üç gün sonra ortaya çıkar. Bu belirti ve semptomlar kişiden kişiye değişiklik gösterir. Soğuk algınlığı belirtileri arasında burun akıntısı veya tıkanıklığı, boğaz ağrısı, düşük dereceli ateş, genellikle kendini kötü hissetme yani halsizlik, hafif vücut ağrıları veya hafif baş ağrısı, hapşırma, nefes almada hafif zorlanma ve öksürük bulunur.

Normal şartlar altında soğuk algınlığı seyrini sürdürdükçe burundan gelen akıntı daha yoğun ve sarı ya da yeşil renkli bir hal alabilir. Bu, bakteriyel bir enfeksiyonun göstergesi değildir.

Bir çok vakada soğuk algınlığı kendi kendine düzelse dahi, bazı belirtiler ile karşılaşıldığında tıbbi yardım uygulanması için doktora başvurmak gerekli olabilir.

Daha ağır seyreden soğuk algınlığının belirtileri arasında 38, 5 dereceden daha yüksek ateş, beş gün veya daha uzun süre devam eden ateş, ateşsiz bir dönemden sonra tekrar ateş başlaması, hırıltılı solunum, nefes darlığı, şiddetli boğaz ağrısı, baş ağrısı veya sinüs ağrısı görülür. Bu belirti ve semptomları yaşayan yetişkin bireyler mutlaka doktora başvurmalıdır.

Birçok vakada çocuğu soğuk algınlığı için doktora götürmeye gerek yoktur. Ancak, yetişkinlerde olduğu üzere bazı belirtiler daha ağır seyreden bir soğuk algınlığına işaret edebilir. Buna göre 12 haftaya kadar olan yeni doğanlarda 38 C ve üstü ateş, herhangi bir yaştaki bir çocukta iki günden fazla süren ateş veya ateşin düştükten sonra tekrar yükselmesi, ağırlaşan belirtiler. Baş ağrısı ya da öksürük gibi ağır semptomlar, nefes almada hırıltı, kulak ağrısı, aşırı hassasiyet ile şikayet, olağandışı sersemlik ve iştah eksikliği belirtileri görülürse mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Soğuk Algınlığı Belirtileri

Virüs bünyeye alındıktan yaklaşık 2-3 saat sonra, nezle semptomları görülmeye başlayabilir. Her belirti herkeste görülecek diye bir durum söz konusu değildir. Ama çoğunlukla aşağıdaki belirtilerle karşımıza çıkar.

Yaygın Nezle Belirtileri

Öksürük, burun akıntısı ve tıkanıklığı, boğaz ağrısı, hapşırma, yüz ve alın bölgesinde dolgunluk, kulaklarda dolgunluk, gözlerde sulanma, hafif ateş, kas ağrısı yani miyalji, bitkinlik, baş ağrısı ve iştahsızlıktır.

Nezle belirtileri, enfeksiyon başladıktan sonraki 2-3 gün içinde en etkin noktasına ulaşır. Çocuklarda belirtilerin etki süresi daha uzun sürmektedir.

Hafif ateş belirtisine yetişkinlerde pek rastlanmazken, bebek ve çocuklarda sıklıkla görülür. Soğuk algınlığına sebep olan virüsler, zaman zaman belirtiye sebep olmayabilir.

Soğuk Algınlığı Tanısı Nasıl Konur?

Soğuk algınlığının yaygın belirti ve semptomları sayesinde birçok vakada teşhis edilmesi ve tanısının konulması kolaydır. Ancak eğer doktor bakteriyel enfeksiyon veya başka bir durum olduğundan şüphelenirse, bu belirti ve semptomların diğer nedenlerini dışlamak için göğüs röntgeni veya başka testler isteyebilir.

Üst solunum yollarına bakıldığında, nezle en çok burnu etkilemektedir ve burun iltihaplanması olarak da tanımlanmaktadır. Kişi genellikle kendi kendine tanı koyar. 

Semptomlara bakılarak hangi virüs türünün sebep olduğunu söylemek mümkün değildir.

Soğuk Algınlığı Tedavisi

Soğuk algınlığının doğrudan etkili bir tedavisi yoktur. Antibiyotiklerin soğuk algınlığı virüslerine karşı bir faydası yoktur ve doktor tarafından teşhis edilen bakteriyel bir enfeksiyon olmadığı sürece kullanılmamalıdır. Soğuk algınlığı tedavisi, hastalığın görülen belirti ve semptomların giderilmesine yöneliktir.

Soğuk algınlığına karşı kullanılan çeşitli ilaçlar vardır. Bunlar arasında öncelikle ağrı kesiciler bulunur. Birçok birey soğuk algınlığı sürecinde görülen ateş, baş ağrısı ve boğaz ağrısı için hafif ve reçetesiz ağrı kesicilere yönelir. Bireyler bu hafif ağrı kesicileri mümkün olan en kısa süre için kullanmalı ve yan etkilerden kaçınmak için etiket talimatlarını harfiyen uygulamalıdır.

Özellikle suçiçeği veya grip benzeri semptomlardan iyileşen çocuklar ve gençlerin bazı ilaçları kullanmaması gereklidir. Çocuklara verilen ağrı kesicilerin özel olarak bebekler veya çocuklar için tasarlanmış reçetesiz ağrı kesici ilaçlar olmasına dikkat edilmesi gereklidir. 

Yetişkinler, dekonjestan yani burun açıcı damlalar veya spreyleri beş güne kadar kullanabilir. Bu ilaçlarda uzun süreli kullanım, yan etkilere neden olabilir. 

6 yaşından küçük çocuklar asla dekonjestan damla veya sprey kullanmamalıdır. Benzer bir şekilde dört yaşından küçük çocuklara öksürük şurubu veya soğuk algınlığı ilaçları verilmesinden kaçınılmalıdır. 

Yapılan araştırmalar, bu ilaçların çocuklara bir yararı olmadığına işaret etmektedir.  Daha büyük çocuklara da öksürük veya soğuk algınlığı ilaçları verilmesi tavsiye edilmez, ancak verildiği durumlarda ilacın kullanım talimatları dikkatlice uygulanmalıdır. 

Soğuk algınlığı süresince özellikle çocuklara antihistaminik, dekonjestan veya ağrı kesici gibi aynı etken maddeye sahip iki ilaç vermemek gereklidir. Tek bir bileşenin çok fazlası, beklenmedik şekilde aşırı doza neden olabilir.

Solunum yolu enfeksiyonlarının yaklaşık %80’i virüs kaynaklıdır, kalan %20’lik kesim ise bakteri kaynaklıdır. Sadece bakteri kaynaklı hastalıklarda antibiyotik tedavisine başvurulabilmektedir ve bu yüzden soğuk algınlığının antibiyotikle bir tedavisi mümkün değildir. Sadece belirtileri azaltmaya, sürelerini kısaltmaya yönelik tedavi yöntemlerinde bulunulabilir. Bunlar:

  • Bol bol istirahat etme.
  • Bol sıvı alımı (minimum 2-2, 5 litre).
  • Burun tıkanıklığı sizin hayat kalitenizi düşürüyorsa burun damlası, spreyi kullanımı.
  • Boğazınızı rahatlatmak için öksürük şurubu ya da pastil kullanımı.
  • Rahatlama için, buruna tuzlu su çekebilir, boğazınıza tuzlu su gargarası yapabilirsiniz. 

Hastalık 7 ila 10 gün içerisinde kendiliğinden geçecektir. Çok yaşlı, bağışıklık sistemi güçsüz kişilerde bazı ikincil bakteriyel enfeksiyonlar da görülebileceği için süreç uzayabilir.

Soğuk Algınlığına Ne İyi Gelir?

Tedavisi olan bir rahatsızlık değildir, kendiliğinden geçer. Fakat, bitkisel ve doğal yöntemler ile gösterdiği belirtilerin etkisi azaltılabilir. 

Ihlamur, Adaçayı ve Kekik: Soğuk algınlığı nedeniyle tahriş olan boğazınızı rahatlatmak amacıyla içilebilir.

Zerdeçal: Ilık süte ekleyeceğiniz bir kaşık zerdeçal siz rahatlatacaktır.

Kuşburnu çayı, portakal suyu: İçeriğindeki zengin C vitamini vasıtasıyla vücut direncinizi artırır.

Nane-limon: Nane-limon karışımıyla kendinizi rahatlatabilirsiniz.

Çubuk tarçın: Demlediğiniz çaylarınızın içine bir çubuk tarçın atarak boğazınızı yumuşatabilirsiniz.

Sarımsak: Soğuk algınlığın giderilmesinde oldukça etkili doğal bir üründür ve iyileşme sürecini hızlandırır.

Karanfil: Ağrıyı kesebilme özelliği sayesinde sizi rahatlatacaktır.

Bebeklerde ve Çocuklarda Soğuk Algınlığı

Soğuk algınlığı bebekler ve çocuklar arasında oldukça yaygın seyreder, bu yüzden risk grubundadırlar. Nezle olan bebekler yemek yemeyi istemezler, nefes alıp vermede sıkıntılar yaşarlar. Bebeklerde belirtiler arasında ateş yaygındır. Bebekler güçsüzleşir ve ağızları sürekli olarak kurur ve onlarda huzursuzluğa yol açar. 

Bebeklerde ve çocuklarda soğuk algınlığını gidermek için:

  • Emzirme döneminde ise emzirilme sıklığı artırılabilir.
  • Burun aspiratörü ile bebeğinizin burnunu düzenli temizleyerek onun rahatlamasını sağlayabilirsiniz.
  • Sık sık banyoya sokarak, burunun temizlenmesi, mukozanın nemli kalması sağlanabilir.
  • Kalın giydirilmemeye özen gösterilebilir.
  • Bol sıvı desteği sağlanmalıdır.

Soğuk Algınlığının Komplikasyonları Nelerdir?

Akut kulak enfeksiyonu

Bakteri ya da virüsler, kulak zarının arkasındaki boşluğa girdiklerinde, kulak ağrısı ve burundan yeşilimsi akıntı gelmesi belirtileriyle kendini gösterir.

Astım

Yaşanılan nezle, astım krizini tetikleyebilmektedir.

Akut Sinüzit

Çocuklarda ve yetişkinlerde yaşanan nezle, sinüslerin iltihaplanmasına sebep olabilir ve sinüzit hastalığına yol açabilir.

Diğer İkincil Enfeksiyonlar

Zatürre, boğaz enfeksiyonu, bronşiolit vb hastalıklara zemin hazırlayabilmektedir.

Bu gibi komplikasyonlar geliştiği takdirde hekim kontrolünde antibiyotik tedavisine başvurulması gerekebilir. Normalde 7 ila 10 gün dolaylarında süren hastalık, bu gibi komplikasyonların varlığıyla daha uzun sürer. 

Soğuk Algınlığından Korunmak İçin Nelere Dikkat Etmek Gereklidir?

Soğuk algınlığı hastalığına sebep olan çok fazla virüs çeşidi olmasından ve çok çabuk mutasyona uğramalarından ötürü aşılama yapmak zordur. Etkili kapsamda aşılama yapılması da muhtemel değildir. 

Virüslerin yayılımını engellemek üzerine sağduyulu girişimlerde bulunmak soğuk algınlığının yayılmasını yavaşlatmak adına doğru olacaktır. 

  • Hijyen ve temizliğe ekstra özen gösterip, eller düzenli olarak yıkanmalıdır.
  • Maske takmaya özen gösterilmelidir.
  • C vitamini takviyesi, soğuk algınlığının şiddetini azaltmaz fakat süresini kısaltma üzerinde etkilidir. 
  • Çinko takviyesi aldığınızda, belirtilerin şiddetini ve süresini kısaltabilir.
  • Sağlıklı ve düzenli beslenerek bağışıklık sistemini güçlü tutmak önem arz etmektedir.
  • Bulunduğunuz ortamları sık sık havalandırmalısınız.
  • Çocuğunuzu kreş veya yuvaya yolluyorsanız, oynadığı oyuncakların temizliğinden emin olun, sterilize edin.
  • Sigara içmemeye ve pasif içici olmamaya özen gösterin.
  • Ellerinizle bir yerlere temas ettikten sonra temizlemeden ağız, burun, göz ve çevresine temastan kaçının.
  • Bol taze ve meyve tüketimine özen gösterin.
Acıbadem Web ve Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır. Güncellenme Tarihi: 10 Mayıs 2023 Çarşamba Yayımlanma Tarihi: 15 Ekim 2020 Perşembe

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI
İçindekiler